Başak Nur GÖKÇAM
Alüminyum üretimi her yıl yaklaşık 180 milyon ton zehirli kırmızı çamur üretiyor. Demir araştırmaları merkezi olan Max-Planck-Institut für Eisenforschung’daki bilim insanları, yaptıkları çalışma sonucunda alüminyum üretim atıklarından nispeten basit bir şekilde nasıl yeşil çelik üretilebileceğini gösterdi.
Onlarca yıldır çelik endüstrisinde kullanılanlara benzer bir elektrik ark ocağında, kırmızı çamurun içerdiği demir oksidi hidrojen plazması kullanarak demire dönüştürmeyi başaran bilim insanları, bu işlemle bugüne kadar dünya çapında biriken dört milyar ton kırmızı çamurdan neredeyse 700 milyon ton karbondioksit içermeyen çelik üretti.
Bu miktar, dünya çapındaki yıllık çelik üretiminin üçte birine tekabül ediyor. Max Planck ekibinin uyguladığı yeşil çelik üretiminin, çok daha ekonomik olacağı ifade ediliyor. Her yıl yaklaşık 180 milyon ton kırmızı çamur üretiminin olduğu alüminyum endüstrisinde, bu çamur çok ciddi miktarda alkali ve eser miktarda krom gibi ağır metaller de içermektedir.
Avustralya, Brezilya ve Çin’de bu atıklar en iyi ihtimalle kurutulup devasa depolama sahalarında bertaraf edilse de, bu da yüksek işleme maliyetlerine neden olmaktadır. Şiddetli yağışlar esnasında çöplüklerde yıkanan kırmızı çamur, kuruduğunda ise rüzgâr aracılığıyla çevreye toz olarak savrularak havanın kirlenmesine neden olurken ayrıca çöp depolama alanlarının beton duvarlarını aşındırarak kırmızı çamur sızıntılarına neden olmaktadır. Bu durum, 2012’de Çin’de ve 2010’da Macaristan’da halihazırda birçok kez çevresel felaketleri de tetiklemiştir.
“1,5 milyar ton emisyon tasarrufu potansiyeli var”
Nature dergisinde yayınlanan yeşil çelik üretimi çalışmasına ilişkin açıklamada bulunan Matic Jovičević-Klug, “Sürecimiz aynı anda hem alüminyum üretimindeki atık sorununu çözebilir hem de çelik endüstrisinin karbon ayak izini iyileştirebilir” dedi. Araştırma Grubu’ndan Isnaldi Souza Filho ise, “Eğer yeşil hidrojen bugüne kadar küresel alüminyum üretiminde üretilen dört milyar ton kırmızı çamurdan demir üretmek için kullanılırsa, çelik endüstrisi neredeyse 1,5 milyar ton karbondioksit tasarrufu sağlayabilir” bilgisini verdi.
“Piyasada rekabet edebilmesi için yüzde 40 demir oksit gerekiyor”
Kırmızı çamurdan yeşil çelik üretiminin düşük maliyetli olması ve piyasada rekabet edebilmesi için demir oksit oranının en az yüzde 30 ila 40 olması gerektiğine dikkat çeken, Isnaldi Souza Filho, “Yeşil hidrojen ve elektrikle, günümüzün maliyetleriyle (kırmızı çamurun depolama maliyeti de dikkate alındığında) elde edilen demirin piyasada rekabet edebilmesi için yüzde 30 ila 40 oranında demir oksit gerekiyor. Bunlar temkinli tahminler çünkü kırmızı çamurun imha maliyeti muhtemelen oldukça düşük hesaplanıyor” diye ekledi.
Çelik talebi 2050’ye kadar yüzde 60 artacak
Yapılan analizlere göre çelik ve alüminyuma olan talebin 2050 yılına kadar yüzde 60’a kadar artacağı tahmin ediliyor. Küresel karbondioksit emisyonlarının yüzde 8’inin çelik endüstrisinden geldiği düşünüldüğünde, talebin bu kadar artacak olması ve talebi karşılamak amacıyla üretilen çelik ve alüminyum, önemli derecede çevreyi de tehdit edecek.