ADIYAMAN’da 6 Şubat’taki depremlerde yıkılan, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’e ilişkin 5’i tutuklu 11 sanığın yargılandığı davanın 2’nci günündeki duruşması 127 müştekinin dinlenmesiyle devam etti. Kendisi de oğlu gibi enkaz altında kalan KKTC’li sporcu Aras Aktuğralı’nın babası Murat Aktuğralı, “Bir tane oğlumu, canımı bu şehre gömdüm. Burada dün sanıkları dinledik ve bir tiyatro izledim. Papağan gibi tek ağızdan hikaye anlattılar” dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adıyaman’da bulunan İsias Otel’de KKTC’den voleybol turnuvası için gelen, aralarında sporcu, öğretmen, antrenör ve Türkiye Turist Rehberleri Birliği üyelerinin de bulunduğu 72 kişi, hayatını kaybetti. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında 5 kişi tutuklandı, 11 kişi hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 22 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, yapının 1991 yılında apartman olarak inşa edildiği, daha sonra ruhsatsız ve kaçak kat eklendiği, binanın inşaatında dere kumu kullanıldığına ilişkin bilgiler yer aldı. Dün başlayan duruşma, bugün 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti.
‘BİNA SU GİBİ SALLANIYORDU’
Kendisi de oğlu gibi enkaz altında kalan KKTC’li sporcu Aras Aktuğralı’nın babası Murat Aktuğralı, deprem günü hava aydınlandığında çocukların kurtulmasının zor olduğunu anladığını ifade ederek, ilk duruşmada bir tiyatro izlediğini söyledi. Aktuğralı, “Burada dün sanıkları dinledik ve bir tiyatro izledim. Papağan gibi tek ağızdan hikaye anlattılar. Bu şehre ikinci kez gelirken, sanıkların gözünün içine baka baka katil olduklarını, bir cinayet mahalli oluşturduklarını haykırmak için geldim. Deprem olunca o kadar şiddetli sallanıyordu ki; adım atacak durumda değildim. Bina su gibi sallanıyordu, büyük gürültüyle olduğum yerde odamın üzerinde yıkıldığını hatırlıyorum. Enkaz altında bir süre üzerimdeki enkaz parçalarıyla bekledim ve daha sonra cep telefonumun ışığıyla derin bir nefes almaya çalıştım. O an sadece toz ve duman görünüyordu. O anların hayatımda son dakikaların olacağını düşünüyordum ve ben ve yaralı hocamız vardı sürekli çocuklara sesleniyorduk. Hava çok soğuktu ve bir ışığa girmemizle zemine inebilecek bir geçit bulduk. Titriyorduk her yer toz, elektrik yoktu. Hava aydınlanınca çocuklarımızın kurtulmasının zor olduğunu anladım. KKTC’den gelen aileler ve ekip, arama- kurtarma çalışmasını başlatmıştı ve oğlumun mavi bir bavulunu kendim bulmak istemediğim için enkaza yaklaşamadım. Ayağım yaralanmıştı ama üç gün boyunca ağrısını hissetmedim. Cuma günüydü arama çalışmaları devam ediyordu, ilk saatlerinde oğlumu bulmuşlardı. Oğlumda bir kanama yoktu. Bir yerde sıkıştıklarını anlıyorum. Biz her gün 6 Şubat ile uyanıyoruz. Bir tane oğlumu, canımı bu şehre gömdüm” dedi.
‘BU BİR CİNAYET’
Bu olayın cinayet olduğunu ve sorumluların cezalandırılması gerektiğini belirten tur rehberi Aykut Bulut’un babası Mehmet Bulut ise “Burada sanıkların yüz yüze gelip gözlerinin içine baka baka söylemek isterdim. Burada kullanılan betonu evimizin önüne yol yapmayız. Bu kadar kalitesiz bir beton olmaz. Bu bir cinayettir bunu açıkça söylemek isterim. Elimize aldığımız her taş parçası parçalanarak kum oldu, aynı yüreklerimizin parçalanması gibi” diye konuştu.
‘HER YER KUM YIĞINIYDI’
İnşaat ustası olduğunu belirten KKTC’li sporcu Nehir Çevik’in babası Yoksuli Çevik, olay yerine gelince kum yığını ile karşılaştıklarını ve manzarayı gördüklerinde çocuklarını canlı çıkaramayacaklarını anladığını söyledi. Çevik, “Ben bir inşaat ustasıyım. Otele geldiğimizde resmen kum yığınıydı. Yeni bina yapılacak bir kum yığını gibiydi. Bina sağlam değildi. Canımızdan can aldılar. Çocuklarımızı tabuta koydular, üzerine kum koydular. Mezarlarını kendileri yaptı. Biz oradan çıkartıp toprağa koyduk. Evladımı canlı çıkarma umudum kalmamıştı, sadece bedenini sağlam çıkarmaya çalıştık” diye konuştu.
Öte yandan KKTC’li sporcu Perihan Çetiner’in babası Metin Çetiner, Aykan Ekiz’in babası Murat Ekiz, sporcu Hayal Gençalioğlu’nun annesi Sibel Kumsal da duruşmada söz alarak çocuklarının acısının taze olduğunu ve sorumluların en ağır cezayı almasını istedi.
Duruşma, yarın 3’üncü gününde müştekilerin dinlenilmesi ile devam edecek.